Starbucks, adını Moby Dick'teki Starbuck adlı karakterden alır ve simgesi bir denizkızıdır.
Her gün işe şu iki şeyin hayaliyle gideriz:
- “Arkadaşlarımızla mükemmel kahveyi paylaşmak ve dünyanın biraz daha güzelleşmesine katkıda bulunmak.” Bu, 1971 yılında ilk Starbucks açıldığında geçerliydi ve bugün de hala geçerliliğini koruyor.
Starbucks’ın logosunun mitolojik hikayesi ve kahveyle bağlantısı yapacağımız tasarımda
bize fikir oluşturdu. Kahvenin insanda oluşturduğu haz duygusu ile kadının bağdaştırılması
tasarımın başlıca etkeni hale geldi. Kahveden çıkan dumanın kıvrımları ile logodaki kadının
saçları tasarımın izlerini oluşturdu. Bu noktada tasarlayacağımız bankoda bu izleri yansıtmak
istedik. Starbucks’ın mitolojik hikayesinden etkilenerek, kahvenin insanda bıraktığı etkiyi göz
önüne alıp tasarımda bir çıkış noktası belirledik.Banko çeşidi olarak ise satış bankosunu tercih
ettik. Starbucks’ın kurumsal yapısına baktığımızda müşteriler ile çalışanların iletişim halinde
olması istendiği için karşılama bankosu bulunmuyor. Bunun yerine self-servis tercih ediliyor.
Bizde tasarlayacağımız bankoyu satış bankosu olarak düşündük. Yine markanın reklam ve
iletişim amacını göz önünde bulundurarak, satış bankosunun bir bölümünü fuara gelen
ziyaretçiler için kahveyi deneyimle imkanı bulmalarını sağlamak amacıyla bar alanına
dönüştürdük. Dönemsel çıkan kahveleri tatmak ya da hiç Starbucks’tan kahve içmemiş
müşteriler için deneyim sunmak amacıyla bankoyu hem satış hem de tadım bankosu
olarak tasarladık.
Yorum:
Bu yazı üzerine toplam 0 yorum var